İçeriğe geç

Tek bir vize ve güvenli bir dünya hayali

29 Ekim 2019 hafta sonu Lüksemburg İzmir Fahri Konsolosu Sevgili Feyhan Yaşar’ın organize ettiği bir gezide Lüksemburg’da idik.

Lüksemburg küçük, çok güzel ve derli toplu bir ülke. Yemekler şahane ve nispeten makul fiyatlı. Nereye baksanız hem tarih hem de tabii güzellikler var. Lüksemburg’un çelik madeni ve sanayisi, zirai zenginliklerine zenginlik katmışken, son zamanlarda finans ve yetkin hizmet merkezi olmuş gibi….

Gerçek ve güncel bir müze gezdik: Mudam. Görülmeye değer.

Lüksemburg bir Benelüks ülkesi. Zaten Benelüks, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’un ilk harflerinden oluşuyor.

Lüksemburg’un sınırında ünlü bir yerleşim bölgesi var: Schengen.

Schengen, Lüksemburg’un hem Almanya ile hem de Fransa ile ortak sınırında.

Schengen Antlaşması,1985 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu üyesi beş ülke arasında Almanya (o zamanlar Batı Almanya), Fransa ve Benelüks ülkeleri ile Lüksemburg’un Schengen yerleşim merkezinde imzalanmış.

Yörede imza törenine müsait bina olmadığı için, anlaşma sınırı bölen Moselle nehri üzerinde MS Prenses Marie-Astrid isimli bir gemide imzalanmış. Prenses Marie-Astrid zannederim Grand Duke Henri’nin ya ablası ya da halası. Şu anda yepyeni bir gemi aynı isimde Moselle nehri üzerinde turistik hizmet veriyor. Ekim 2000’den beri Lüksemburg’u Kraliyet olarak temsil eden kişi Lüksemburg Büyük Dükü (Grand Duke) Henri’dir.

Schengen’de imza töreni resimlerini görebilirsiniz.

Ülkeler, kapılarındaki polis ve gümrük kontrollerinin çekilmez bir hale gelmesi ve de TIR, kamyon ve gümrük trafiği nedeniyle, sınırları ortadan kaldırmayı amaçlayan antlaşma imzalamak üzere yola çıkmışlar ve böylece Schengen anlaşması 14 Haziran 1985 tarihinde imzalanmış.

Bana ilginç gelen yanı, Berlin duvarı dururken, batıda kapıların yıkılması ve neden olarak da şoförler ve görevliler dahil ilgili tüm insanlara çile çektiren bir sistemden kurtulabilmek olması. Yani, neden insan hakları kaynaklı gibi. Bugün de 14 saatlik bir uçak seyahatinden sonra sınırda pasaportunuzu ibraz etmek için bir saat ayakta beklemek gibi. Hepimizin yaşamış olabileceği bir deneyim. Ama, belki de1985 öncesinde bu sınırlarda bekleme daha da beteri idi.

Aynı hafta Londra’da iken başka bir haber vardı. 24 Ekim’de İngiltere’de Essex’de bir TIR’ın içinde Çinli veya Vietnamlı olduğu düşünülen 39 kişi nefes alamamaktan ölü halde bulundu. Yani, acıklı olan, sadece ticari malların değil, insanların da para için ülke sınırlarından kaçak geçmeye ve geçirilmeye çalışılması ve bu uğurda ölmeleri. Aynı Bodrum sahilinde ölü bulunan Suriyeli çocuk gibi.

İnsanların paraya kavuşmak ve medeni bir seviyede yaşayabilmek için ölmesi kadar acıklı bir gerçek yok. Dünya Bankasının “end poverty” programı insanların yoksulluğuna çözüm oluşturacak çözümler için çalışan bir program.

Ben bir adım daha da ileri giderek “yoksulluğun yerinde çözülmesi gerekiyor ve buna kafa yormamız gerekiyor” diyorum. Bu da göçü ve ölümleri belki azaltır.

Berlin duvarı dururken batıda sınırların açılması bölgenin önemli bir güven konusu olarak ortaya çıkmış. Bunu resmeden de sökülen Berlin duvarından iki parçanın Schengen’ne gönderilmiş olması.

Bu arada dünyada başka bir gelişme yaşanıyor. Çin, 60 bin kişilik stadyuma gelenleri gözlerinden tanıyor ve sicillerini çıkarabiliyor. Aynı paralelde İsrail’de Gazze’de yerleştirilen güvenlik kameraları sayesinde güvenlik artmış durumda

Bu devir, kampanyasında sınırına duvar yapacağını söyleyen bir başkanın devri. Ama görev süresi bu duvarın temelini atamadan bitecek gibi. Ve umarım ki, bu konu bir kampanya sloganından öteye gitmez.

Türkiye ise, Suriye ve Irak sınırında güvenli bölge oluşturmak ve geçişi terör kıskacından kurtarabilmek peşinde. Gerçekleşirse belki dünya daha güvenli hale gelir. Sorunlar da öldürerek değil, konuşarak masalarda çözülür.

Biliyorsunuzdur belki, 1914’ten önce kimlik ile seyahat mümkündü. Birinci ve ikinci dünya savaşları sınır ve pasaport gereğini ve kurallarını getirdi.

1985 yılı ile başlayarak bugün 26 ülkede Avrupa Birliği üyesi olmasa da ortak Schengen Vize uygulaması yapıyor. Schengen, merkezi bir güvenlik istihbaratı gibi. Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Birleşik Krallığın vize uygulamaları da yine Schengen gibi güçlü.

Umuyorum ki, tüm dünya ortak ve tek bir vize uygulamasına kavuşur ve böylece terör ve kaçak göç sona erer.

Bunun için daha çok çalışmamız gerek sanki….

 

Kategori:Makaleler