Annem derdi ki “Tabağında artık yemek kalmasın! Atılan her yemekle hem benim emeğim hem bizim paramız çöpe atılıyor, hem de ülkenin kaynakları yani suyu ve enerjisi atılıyor.” Ama tabi ben susmadım “O zaman benim tabağıma az yemek koy. İstersem devamını alırım” dedim. Ve anlaştık.
“Afrika’da çocuklar aç yatıyor onun için tabağındaki her şeyi yemelisin!“ denmedi bana. Denseydi hiç bir ilgi kuramazdım sanki. Tencerede veya tabakta kalanların Afrika’ya kadar ulaşamayacağı açık zaten.
Geçenlerde İsveç’in İstanbul Konsolosluğu’nda bir davet vardı. İsveç’ten Sürdürülebilir Lezzetler daveti. #isveçtensürdürülebilirlezzetler
Yirmi yıl bir İsveç – İsviçre şirketinde yöneticilik yapmış biri olarak konsolosluk binasında bir davete ilk kez gitmiyordum. Ama benim gördüğüm ilk kez bu kadar kalabalık sayıda davetli vardı salonda. Konsolosluk ve çabaları özellikle ticari olanlar @swedeninistanbul olarak anılıyor. Bina 2020 de 150 yaşını kutladı, yani artık 152 yaşında. Aynı zamanda İsveç Hükümetinin yurt dışında aldığı en eski mülkü ve adı da İsveç Sarayı. Para bağlamayın kiralayın akımından nasibini almamış anlaşılan. Ancak her devirde kıymetli bir mülk olduğu açık.
Gıda israfına dikkat çeken bir davetti. Aslında israfın her türlüsüne dikkat çekmek zorundayız. Hem #Covid19 hem de pahalılık ve #enflasyon bunu bize zorla da olsa öğretiyor. Sayın Konsolos Ericsson @jpeterericson ve Sayın UNDP Türkiye mukim temsilcisi Louisa Vinton @undpturkiye konuşmalarında israfa ve Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına – SKA dikkat çektiler. 2030 yılına kadar perakende ve tüketici düzeyinde kişi başına düşen gıda atığının küresel olarak yarı yarıya indirilmesi şart. Aynı zamanda tedarik zincirlerinde hasat sonrasından başlayarak kayıplar var. Bu kayıpların da azaltılması gerek. Bir kamyon domates veya karpuzun bir tarlaya dökülmüş olduğunu zaman zaman duyuyor veya okuyoruz. Oysa turşu veya reçel olarak değerlendirilebilir ve bir kişiye kısa süreli de olsa iş imkanı sağlar. Üretimin %14’ü hasat ile perakende satış arasında kayboluyor. Buna elbirliği ile çözüm bulmamız lazım.
Davetin süprizi Konsolosluğun aşçısı @chef.nusret.altundag Şef Nusret Altundağ’dı. Nusret beyin satınalma ve mutfaktaki malzeme yönetimi becerisini Sayın Konsolos methetti. Sundukları leziz ve farklıydı. Bizler de evimizdeki ve iş yerimizdeki gıdayı yönetmek zorundayız.
Davet bana iyi ki ciftcideneve.com ’a yatırım yaptım dedirtti. Çiftçiden direkt siparişle ihtiyacınız olan ürünlere ulaşmak için şahane bir kaynak.
Her yıl 29 Eylül Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü olarak açıklandı. 13 Ekim ise Dünya Gıda Günü. Bu davetin bu iki gün arasında yapılması da ince bir seçimdi.
Bazılarımız savurgan kalıp israfa devam diyeceği için sorumluluk sahiplerinin daha da dikkatli olup atıklarını yüzde elliden de fazla azaltması lazım.
Görev başına şimdi …
Gülden Türktan