İçeriğe geç

Sürdürülebilir Kalkınma İçin Çocuk Bakımı

KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) yönetim kurulu başkanı seçildiğimde, hedefimiz
daha fazla kadını çalışan veya girişimci olarak işgücüne dahil etmek olduğu için başarılı bir yol bulmam gerektiğini düşündüm. Bu amaçla tüm raporları ve anketleri okudum. Okuduğum tüm
materyallerden, kadınların ekonomiye dahil olmasının önünde iki temel engel olduğu sonucuna
vardım:
1) Birincisi güven eksikliği. Kadınları bunu yapabileceklerine ikna etmemiz gerekiyordu.
2) İkinci engel, ilgili ülkelerde kurumsal çocuk bakımının olmamasıydı. Elbette liste uzayıp gidiyor.
Önce ilk ikisini ele alalım.

Okuduklarımda kadınların ekonomiye dahil edilmesinin sadece herhangi bir ülkenin kalkınması
için değil, aynı zamanda bir ülkenin sürdürülebilir kalkınması için de bir çözüm olduğuna ikna
oldum.

Yoksul bölgelere gittiğinizde görüyorduk ki, kurumsal çözümü bir kenara bırakın, eğer işbirliği
yapan bir annesi, kayınvalidesi ya da kız kardeşi yoksa kadınlar çocuğunu kimseye emanet edemiyor. Büyük şehirlere baktığınızda ise harika kadın rol modelleri görebiliyorsunuz, ancak derinlemesine baktığınızda ya çocukları olmadığını ya da anne veya kayınvalidelerinden büyük destek aldıklarını ya da nitelikli profesyonel yardım aldıklarını da anlıyoruz.

Bu konuyu o zaman hükümetle gündeme getirdik ve aldığımız cevap şuydu: “Hiçbir ülkenin
model bir çözümü yok. Yani, çok fazla şey aramıyor musun?” Büyük ülkeleri inceledik ve Fransa’nın küçük çocuklu ailelerin farklı gelir düzeylerine sahip ailelerin isteklerine dayalı bir çocuk bakım desteği menüsüne sahip olduğunu gördük.

Biz de bir model ortaya koymaya karar verdik. AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) ve KAGİDER ile
birlikte, PwC’nin nitelikli desteğiyle bir model geliştirmeyi başardık. Devlet, 0-36 aylık çocuğu olan çalışan anneye (veya ebeveyne) ayda 300 para birimi (modelleme sırasındaki sunumda TL) vergi muafiyeti ile sübvanse ederse, çalışan anneden 458 para birimini, bakım veren kurumun alacağı ek vergilerden ise 154 para birimini geri alır. Model, çocuk bakım kurumlarına ve anne ve bakıcıların istihdamına büyük fayda sağlayacaktır. Kısaca, model, vergi gelirinden 300 para biriminin bir teşvikin hükümet için 612 para birimi geri dönecek vergiyle sonuçlanacağını gösterdi.

Ayrıca program, bakım sektörünün şekillendirilmesi ve modellenmesi ile sonuçlanabilir. Herhangi bir ülkede karar alma mekanizmalarının çeşitli kademelerinde daha fazla kadına sahip olabilirsek,
o zaman sürdürülebilir kalkınma da bunu takip edecektir. Model elbette ilgili ülkelerin demografisine bağlıdır. Modelleme sırasında, böyle bir çerçevenin arkasındaki yasal gerekliliklerin oldukça karmaşık olduğu ve geçemediği tespit edildi. Ancak şimdi, aynı Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in yönetiminde, çalışan anneye teşvik olarak ayda 325 Euro verilmesini öngören bir yasa tasarısı olarak daha da cömert bir modelimiz var.

Dünya Bankası düzeyinde çocuk bakımı konusu gündeme geldiğinde, bankanın toplumsal cinsiyet danışma kurulundayken, Japonya, Rusya ve ABD’nin kendi çocuk bakım modellerine kurgulamaya çalıştıklarını gördük. Çin ise ülkesi için bir yaşlı bakımı çözümü geliştirdi. Covid 19 sırasında, tüm ülkelerimizde çok fazla kadın işgücünden ayrıldı, şimdi çocuk bakımı destek çerçevesi, sürdürülebilir kalkınma için kadınları ekonomiye geri davet etmek için bir çözüm olabilir.

Hatta tüm G20 ülkeleri için ortak bir çözüm modeli hayal ediyor ve hatta umuyorum.

Dr. Gülden Türktan

Kategori:Makaleler