Ludvig Nobel Ödül Töreni ve St. Petersburg şehri
Ermitaj Müzesindeki resim adedi ile Guinness Rekorlar Kitabında yer alan bir şehir St. Petersburg. Zira, dünyanın en büyük resim koleksiyonu bu şehirdeki Ermitaj Müzesinde. Ermitaj bir devlet müzesi ve Çariçe II. Katerina, diğer adıyla Büyük Katerina, tarafından 1764 yılında kurulmuş. Sarayın özel koleksiyonu şeklinde bir süre çok az kişinin gezebildiği bir dönem geçirmiş. Halka ise, bundan 88 yılı sonra, neredeyse iki jenerasyondan fazla bir süre sonra, 1852 yılında açılmış.
İkinci Dünya savaşındaki şehrin kuşatması sırasında, 1941 yılında, eserler başka şehre taşınmış ve 1945 yıllında yeniden yerine konmuş.
Müzede yaklaşık 3 milyon sanat eseri var. Eserler taş devrinden başlıyor.
Çariçe Katerina müzenin yanı sıra ilk Rus Sanat Akademisi’ni de bu şehirde kuruyor.
St. Petersburg Baltık denizine kıyısı olan bir şehir ve şehrin içinden Neva nehri geçiyor. Nehir ve kolları şehrin kuzeyin Venedik’i olarak tanımlanmasına yol açıyor.
Tam bir kültür başkenti. Ermitaj müzesinin ötesinde müzeler, kiliseler ve tiyatro salonları hem tarih hem de sanat bakımından göz doyuruyor. Bir kültür vizyonu sunuyor. Ermitaj müzesi dışında Peterhof Sarayı ve Caterine Sarayı da görülmeye değer yerler. Alestandır II’nin öldürüldüğü yere inşa edilmiş kilise de gerçekten görülmeye değer bir yapı.
1905 yılının Kanlı Pazar’ı ve 1917 Ekim Devrimi bu şehirde Dvortsovaya Plosshchad’da ya da Saray Meydanında yaşanıyor ve tarihte iz bırakıyor.
Şehrin merkezinde kitapçı dükkanları, konser salonları ve tiyatro binaları var. İnsanlara okumayı ve tarihi gezmeyi teşvik eden bir havası var şehrin.
5 milyona yakın nüfusu ile Moskova, Londra ve Berlin’in ardından Avrupa’nın dördüncü büyük şehri.
St. Petersburg’da Ermitaj müzesi hakkında bilgi edinmek ve sadece esas salonları gezmeniz için en az 3 gününüzü ayırmanız için gerekiyor. Her yerini gezmek ise sanki epey emek ve vakit ister gibi. Binanın rengi ise efsanevi bir turkuaz ve yeşil karışımı. Binaya dıştan bile bakan rahatlıkla hem rengi hem görkemi ve büyüklüğü nedeniyle binayı hatırlayabiliyor. Müze aslında 6 ayrı saray binasından oluşuyor.
Büyük Peter Neva nehri kıyısındaki toprakları İsveçliler ile yaptığı savaşta kazanıyor ve şehir 1712 de İmparatorluk merkezi oluyor. Ve 1918 yılına kadar bu şekilde kalıyor. Vaka, başkent olarak 1712–1728 ve 1732–1918 yılları arasında işlev yapıyor. 1728 ve 1732 arasındaki dört yıllık süre ile başkent tekrar Moskova’ya taşınmış olsa da genel görüntü, birçok binasıyla, tam bir imparatorluk başkenti. Rusya’nın sadece kültür ve sanat merkezi değil, hem sanayi devriminin taşıyıcısı, hem batıya açılan pencere olarak, hem de devrimin merkezi olması bakımından çok yönlü. 1914 de başlayan savaş ile birlikte politik akımlar ve hareketlenmeler başlıyor ve komünist devrim 1917’de St. Petersburg’da gerçekleşiyor. 1918’de de başkent yeniden Moskova’ya taşınıyor.
St. Petersburg Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’in doğduğu şehir aynı zamanda.
Şehir 2003’den beri UNESCO Dünya Kültür Mirası kapsamına alınmış.
Ludvig Nobel Vakfı tarafından Rusya’da verilen LudvigNobel Ödülünün 14’üncü ödül törenine davetli idim. Rusya’nın Toplum önünde tanınması Gereken Kadın ödülü sahibi olarak törende tekrar tanıtıldım. Gurur verici bir davet ve hatırlanma idi.
Ödül ve Vakıf 130 yaşında. Bu yılın ödül töreni 30 Mart 2019’da Kostaninovosky Sarayında yapıldı.
Ludvig Nobel İsveçli Nobel ailesinin en büyük kardeşi ve petrol dahil Rusya’daki Nobel şirketlerini yöneten kişi. Alfred Nobel ise kardeşi ve Norveç’teki Nobel ödüllerinin kurucusu. Rivayet olunur ki, Ludvig Nobel Rusya’da öldüğünde basın, Alfred Nobel hayatta olmasına rağmen, “Alfred Nobel öldü” diye yazar. Zira, batı basını sadece onu tanımaktadır. Arkasından yazılanları ya da yazılacakları okumak durumunda kalan Alfred Nobel daha fazla sosyal sorumluluk alması gerektiğine karar verir.
Bu senenin Ludvig Nobel ödülü sahiplerinden biri kadındı. Claudie Haignere, Avrupa Uzay Ajansı Danışmanı olarak görev yapıyor. Rusya’nın uzay aracı Mir ile astronot olarak uzay üstüne seyahat etmiş ve uzayda 24 gün kalmış. Fransız vatandaşı.
İkinci kazanan Sudi Arabistanlı bir iş adamı olan Dr. Mafouz Marti Mubarak Bin Mahfouz. 25 civarında şirket yönetiyor, Oxford Üniversitesi mezunu ve alüminyum ticareti önde gelen iş konularından biri.
Üçüncü kazanan Vasily Lanovoy. Ünlü bir sinema ve tiyatro sanatçısı. Pek çok filimde ve tiyatro da rol almış. Her nesil mutlaka en az bir filmini hatırlıyor.
Dördüncü kazanan Rusya’nın ünlü orkestra şefi: Yuri Temirkanov. Rusya dışında İngiltere’de, Almanya’da ve Italya’da pek çok ünlü orkestrayı ve filarmoni orkestrasını şef olarak yönetmiş bir müzik dâhisi.
Ödül töreninde pek çok ünlünün yanı sıra Rusya’nın Romanov Ailesinin Resmi Temsilcisi Ve Romanov Ailesi Vakfının Başkan Yardımcısı ve Çar Nikolas’ın ailesinin mensubu Prince Rostislav Romanov da törende yer aldı.
Ödül töreni, konseri, bandosu, Kostaninovosky Sarayını görkemi, tören disiplini ve yemeği ile çok güzel bir törendi. Ludvig Nobel Vakfı’nın organizasyon komitesine Anna YAKOVLEVA ve Yevgeny LUKOSHKOV başkanlık ediyordu. Organizasyon komitesini ve bu girişimi kutlarım.